1. HABERLER

  2. KAHTA
  3. Sayın cumhurbaşkanımıza açık mektuptur

Sayın cumhurbaşkanımıza açık mektuptur

Kahta'dan Hükümete Öneri.

A+A-
Sayın cumhurbaşkanımıza  açık mektuptur

Başkan Mehmet Öztürk, Hükümetin yapıklarını destekledi. Eksik olan yönleri ise vatandaş için istek ve talepte bulundu.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi , Hasta Hakları Aktivistleri, Tüm İş Konfederasyonu İl Temsilcisi ve Tüketiciler Birliği Kahta Şubesi Onursal Başkanı Mehmet Öztürk şu ifadelere yer verdi.

1)- Türkiye olarak birçok ülke ile vize sorununu ortadan kaldırdık. Fakat kendi ülkemizde evimize veya iş yerimize gitmek için kullanmak zorunda kaldığımız İstanbul boğazındaki köprülerden geçerken vize uygulanıyor gibi geçiş ücreti alınmaktadır. Boğazdaki köprülerimiz kendilerini kat kat amorti etmiştir. (Yavuz Selim hariç) Özellikle 15 temmuz şehitler köprüsü şehitlerimiz anısına ücretsiz hale getirilmeli.

2)- Milletvekillerine devletin araçları tahsis edilmemeli, milletvekillerinin fahiş olan iletişim giderleri milletvekilleri tarafından karşılanmalı, vatandaşın içine inmeyen, vatandaşın sorun ve dertleriyle ilgilenmeyen ve yalan söyleyen vekiller istemiyoruz. Bunların tekrar tekrar aday gösterilmesini de istemiyoruz. Seçimden seçime yüzünü gördüğümüz milletvekillerimiz seçmenle bağını koparmış ve telefonlarımıza cevap vermiyorlar. Kendi memleketlerine, seçim bölgelerine geldiklerinde de  korumalarla konvoylarla dolaşıyorlar.

3)- Milletvekilleri topluma örnek olmalı, bazı milletvekilleri toplumun ahlakını ve adabını bozmaktadır. Gayrı ahlaki konuşmalar, sataşmalar ve küfürler büyük milletin meclisine ve saygınlığına saygısızlıktır. Bu milletvekillerine din kültürü, ilahiyat, genel ahlak ve edep dersinin verilmesi için TBMM de bir derslik bir okulun eğitime açılması zaruri hale gelmiştir. Bu konu ile ilgili gerekli olan ödenek çıkartılarak okulun temeli atılmalıdır. Söz konusu okulun temeli atıldığında 4 aylık Bağ-Kur maaşımı bağışlayacağım taahhüt ederim     

4)- Türkiye de bazı çevrelerin tek hedefi Recep Tayyip Erdoğan’sız bir Türkiye’dir. Bu sinsi oyunlara gelmemek için seçim yasasında yapılacak değişiklik ile seçim barajı % 5’e düşürülmeli, ittifak anlaşması yapan partiler tek başına seçime girerek % 5 barajını aştıktan sonra aldığı oylar ittifak yaptığı partinin oyuna ilave edilmelidir. Örneğin A partisi seçime girme hakkına sahip ise tek başına seçime girecek, seçimde % 5 oyu aştığı takdirde ittifak yapmış sayılacak. % 5 barajını aşamayan siyasi partiler her ne kadar ittifak anlaşması yapmışsa da % 5 barajının altında kaldığından dolayı aldığı oyla en fazla oy alan siyasi partinin oyuna dahil edecektir. Özet olarak % 1 ve ya 2 oyu olan bir siyasi parti tek başına milletvekili çıkaramıyor, ittifak ile bedavadan milletvekili çıkartıyor. Bu durum adil ve hak kani değildir. İttifakta da her parti için % 5 lik seçim barajı uygulanmalıdır. Bu kadar siyasi partinin olduğu, siyasi partilerin mezarlığı haline gelen ülkemiz sınıfta kalan ve sınıfı geçemeyen siyasetçiler müzesine dönmüştür. 

5)- Milletvekilleri seçildikleri partiden istifa etmesinin önüne geçilmesi için istifa etmeden önce seçildiği bölgenin seçmeninden onay almalı, onay almadığı takdirde istifa eden vekilin vekilliği düşürülmelidir. Çünkü parti amblemi altında seçilen vekil başka partiye geçiş yaptığı zaman hem seçildiği partisine, hem de kendi seçmenine saygısızlık ve ihanet etmektedir. Millet iradesiyle seçilen vekil ancak millet iradesiyle parti değiştirebilir.

6)- Avrupa Birliği iflas etmiştir. Avrupa Birliğine girmemiz için kadim örf adetlerimizin çoğundan ödün verdik. AB den vazgeçip “Büyük Türkiye Birliği” için mücadele etmeliyiz.

7)- ABD’in oyununa gelmemek ve Ortadoğuyu kan gölüne çevirmesine izin vermemek için Kürecik ve İncirlik üslerinin tüm faaliyetleri durdurulmalı veya bu üsler kapatılmalıdır. İsrail güdümündeki ABD ile tüm ilişkiler sınırlarımızın güvenliği, Kudüs ve Filistin devletinin korunması öncelikli ve kırmızı çizgimiz olmalıdır. 

8)- Bütün dünyayı büyük tehlikeler bekliyor. Yeni dünya düzeni karşısında başta teknoloji olmak üzere, Aşı, İlaç, Su ve Gıda ve Kadim tohumlar için ihtiyacımız “Milli Strateji Bakanlığı” ve “Gıda Bakanlığı” kurulmalıdır.

9)-  Adalette olan güvenin sarsmaması için, tüketici davaları ve diğer hukuk davalarının makul sürede sonuçlanması, için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır. Örneğin taraf olduğum bir Sulh Hukuk mahkemesi 8 yıl sürmüştür. Davaların çok uzun sürmesi hukuka ve adalete olan güveni yok ediyor

10)- 4 şey için İdam cezası geri getirilmelidir. 1) Vatana İhanet, 2) Zorla Irza geçme, 3) Kadın ve çocuk cinayetleri, 4 Gasp, Anayasada yapılacak değişiklik ile bu suçlara idam cezası getirilmelidir.

11)- Adalet bakanlığı mensupları, İçişleri Bakanlığı mensupları, Genel Kurmay Bakanlığı mensupları ile tüm memur ve çalışanların özlük haklarında gerekli olan iyileştirmeler yapılmalı, görevde olan bir memur veya çalışan geçim sıkıntısı ve ödemelerini düşünmemeli, bu çalışanların aklı fikri işinde olmalı  

12)- Kamu kurumlarında tasarrufa gidilerek Milletvekillerine devletin araçları tahsis edilmemeli, TBMM sosyal tesislerinde de VUK yönetmeliğine göre KDV getirilmelidir.

13)- Esnafa hiçbir faydası olmayan, sadece esnaftan para toplayıp lüks hayat yaşayan ve geçimleri esnafın sırtından sağlayan bütün Odalar ve TTB (Türk Tabipler Birliği) kapatılmalıdır. Bunların ülkeye ve topluma zarardan başka hiçbir faydası yoktur. 

14)- Site yönetimi olarak bilinen bu yapılara yasal düzenleme getirilerek sitelerde yaşayan ailelere yapılan zulümler, haksızlıklar sonlandırılmalı ve mağduriyetler giderilmelidir. Site sakinleri kendilerini yönetecek güçte ve kabiliyettedir. TOKİ yönetimi ve diğer site yönetimlerine gerekli yasal düzenleme getirilmelidir.

15)- Başımıza taç edilen ve kimsenin müdahale edemediği, tüketim miktarına itiraz edemediği, milletin kanını emen ve başında “AK” olan AKEDAŞ ve AKMERCAN (Elektrik ve Doğalgaz) şirketleri AK Partiye haddinden fazla zarar veriyor, tüketicilerin kanını emiyor ve doymuyor. Başında “AK” olan bu her iki şirketin vatandaşa yaptığı zulmün son bulması için gerekli olan yasal düzenleme yapılmalı ve vatandaşlar bu vampirlerin zulmünden kurtarılmalıdır. 

16)- İmamların yalan söylemesine son verilmesi için merkezi sistem ile okunan ezan ve salalar yasaklanmalı, her imam sala ve ezanını kendisi okumalıdır. Merkezi sistem ile ezan okuyan imamlar vatandaşı namaza çağırıyor. Vatandaş camiye gidiyor ortalıkta imam yok. Böylece İslam dini basitleştiriliyor ve İslam dinine olan güven yok oluyor. Merkezi sistem kesin olarak yasaklanmalıdır.

17)- Bizim için mukaddes olan İslam dini üzerinde ve mukaddes olan yer ve mekanlar üzerinde toplumun inancını istismar eden sahte şeyhlerin dini sohbet ve programlar yapması kesin olarak yasaklanmalı, din sohbetleri ve dini programlar diyanetin din adamlarına bırakılmalıdır.

18)- Her televizyon kanalında günde 1,5 saat olmak üzere, İslam dininin önemi, güzel ahlak, saygı, hürmet ve selamın önemini konu alan film, dizi ve Osmanlı örf adetlerimizi anlatan programların yayımlanması zorunlu hale getirilmelidir.

19)- Televizyonların film ve dizilerle ülkemizde yaptığı yıkımın telafisi imkansızdır. Aynı şekilde sosyal medya da masum değildir. Televizyonlar ve sosyal medya adeta ülkemizde ahlaki ve edebi yönde çöküntü yapmak ve ahlaki değerlerimizi erozyona uğratmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Kendisinden 35-40 yaş küçük sevgili bulanlar bunu haber, film ve dizi olarak bizlere seyrettiriyorlar. Diğer taraftan televizyon kanallarında ahlaksızca, hayasızca ve edepsizce yapılan cinsel içerikli reklamlar, şiddet içerikli filmler, diziler ve programlar yayımlanmaktadır. Bunların tamamı ailelerin parçalanmasına Türk aile yapımızın yok olmasına, boşanma davalarının artmasına, çocukların yetim kalmasına yol açmaktadır. Şiddet içerikli, filmler, diziler ve programlar terör kadar tehlikeli ve sakıncalıdır. Başta milletvekillerimiz olmak üzere, RTÜK ve Diyanet bu olaylara karşı kör, sağır ve dilsizdir.

20)-  Kadın cinayetleri, şehit haberleri, intihar olayları, cinsel taciz ve cinsel istismar olaylarının görsel medyada haber konusu yapılma yapılması olayları normalleştiriyor ve bu tür olaylarda artışlar meydana geliyor. Toplumun ruh halini görüyoruz, evlat babasını, babası evladını, kadın kocasını, kocası hanımını, abisi kardeşini, kardeşi abisini öldürüyor. Trafikte yol verme yüzünde insanlar birbirlerini öldürüyor.  Bütün bunlar normalmiş gibi görsel medya aracılığı ile detaylı haber konusu yapılması yasaklanmalıdır. Özellikle camilerde toplumun içinde bulunduğu bu ruh hali üzerine vaaz ve hutbeler verilmelidir.

21)-6284 sayılı kanunda yapılacak değişiklik ile erkeğin kaderi kadını iki dudağı arasında çıkartılmalıdır. İhanet, özel durumlar ve zorunlu haller hariç olmak üzere, boşanmak için dava açan tarafın en az 5 yıl süre ile resmi veya gayrı resmi olarak evlenmesi yasaklanmalı,  gayrı resmi evliliğe ağır cezalar getirilmeli, dava açan tarafa nafaka ve tazminat verilmemelidir.

22)-Bilim ve ilim ile ilgisi olmayan, Label Matiz denen şahsın şarkı sözlerini 2020 YKS YTY sınavlarında sınav sorusu olarak soru kitapçığına alanların kimlere hizmet ettikleri ve bunların amaçları araştırılmalıdır. Bilimde at gözlülük yapan, bilimde ve ilimde ilerleme yapamayan tüm Üniversitelerin ödenekleri kesilmelidir.   

23)- Özel durumlar hariç olmak üzere, 17 yaşından küçüklerin İnternet kafelere girmesi ve akıllı telefon kullanması kesin olarak yasaklanmalıdır. Tablet bilgisayarlar da en az akıllı telefonlar kadar tehlikelidir. Her evde her kadının, kızın ve eşin birer film veya dizisi var. Herkes kendi filmini veya dizisini rahat seyretmek için akıllı telefonunu veya tableti oyuncak olarak küçücük çocuğunun eline veriyor. Bu durum geleceğimizin felaketidir. Her cep telefonu numarası kişinin T.C. kimlik numarasına tanımlanmalı, başka kişiye ait hat ve telefon başkası tarafından kullanılması yasaklanmalıdır.

24)- Okulların etrafındaki tüm duvarlar kaldırılmalı, yerine desenli demir korkuluklar yapılarak okullar cezaevi görünümünden kurtarılmalı, okulların çevresi 7/24 kamera sistemleri ile takip edilmeli, çocukların sırtına yükletilen kitap ve defter dolusu ağır okul çantaları çocukların boyunun uzamasına engel olmakta, çocukları yormakta ve kamburlaştırma olduğundan çocuklar bu yükten ve zulümden kurtarılmalı, okul çantaları, kitap defter ciltleri, çocuk kıyafetleri, tişört ve diğer tüm elbise türleri olmak üzere, üzerinde yabancı dille yazılmış anlamını bilmediğimiz ve şiddet veya uygunsuz anlam, ifade eden veya bilinç altını etkileyen resim ve figürler kesin olarak yasaklanmalı, Osmanlıca Türkçesi Milli Eğitim müfredatına alınarak, ilkokuldan başlamak üzere bütün çocuklara ders olarak verilmelidir.

25)- Başta haber spikerleri olmak üzere, siyasetçiler, program yapımcıları, bilim ve ilim adamlarının çoğu Türkçeyi doğru konuşmuyor. Bu konuda başta Türk Dil Kurumu olmak üzere, herkes üzerine düşeni yapmalı ve kaybolma noktasına gelen Türkçemizin genişletilmesi/geliştirilmesi için Osmanlı Türkçesinden lehçeler Türkçemize kazandırılmalıdır.

 

26)- Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların (memur ve hizmetlilerin) mesai saatleri içerisinde bilgisayarlarda veya cep telefonlarında oyun oynamaları ve mesai saatleri içerisinde sakız çiğnemeleri yasaklanmalıdır. 

27)- Bankaların tahsil edemediği veya borçlu tarafından itiraz edildiği için hukuken yok hükmünde olan icra takip dosyalarını temlik alan varlık şirketleri telefonla ve mesajlarla vatandaşın ruh halini bozmaktadır. Yine bu varlık şirketleri hukuken yok hükmünde olan icra dosyaları nedeniyle vatandaşları kara listeye alıyor. BDDK ve Bankalar Birliği ve risk merkezine yapılan şikayetler sonuçsuz kalmakta ve bu hukuksuzluğa göz yummaktadırlar. Varlık şirketlerinin zulmüne son verilmesi için vatandaşa sicil affı getirilmeli ve vatandaşlar bu varlık şirketlerinin zulmünden ve hukuksuzluklarından kurtarılmalıdır.

28)- Faiz tümden yasaklanmalı, bu mümkün değil ise, tüm faiz oranları bir kalemde sabitlenmeli, bu da mümkün değil ise faiz yerine beli oranda bir idari para cezası getirilmelidir. Çünkü ekonomik kriz hepimizin ruh halini bozmuştur.

29)- Mümkünse döviz yasaklanalı, bu mümkün değil ise dövizin alış, satış yetkisi sadece Merkez bankası, kamu bankaları ve döviz satış bürolarına verilmeli, kuyumcuların döviz alım satımı yapması yasaklanmalıdır. 

30)- Hacizli veya başka nedenlerle, yıllarca yediemin otoparklarında satışı yapılmadığı ve çözüme kavuşturulmadığı için çürümeye terk edilen ve gün geçtikçe hem mal sahibi açısında, hem alacaklı, açısında, hem de yediemin işletmecisi açısında, hem de Devletimiz açısında zarara sebebiyet vermektedir. Bu sorunların ortadan kaldırılması için gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

31)- Yabancı dilde yazılı tüm iş yeri tabelaları yasaklanmalı ve isteyen istediği ebat ve çapta iş yeri tabelası asmamalı ve bu konuda bir standart getirilmelidir.

32)- Türkiye olarak Dijital paranın tarafı olmamalıyız, hayal olan ve yok hükmünde olan büyük zenginlikten kimseye fayda gelmez. Bu nedenle dijital para oyununa gelmemeliyiz.

33)- Tüm GSM operatörleri başta olmak üzere, TTNET, Digitürk, D-Smart ve benzeri tüm şirketler vatandaşları acımasızca mağdur etmekte, haksız yere fahiş faturalarla vatandaşları zarara uğramaktadır. Bu mağduriyetlerin ve hukuksuzlukların son bulması için, gerekli olan yasal düzenleme yapılmalıdır.

34)- Uzaktan satış ile satış yapan, bu satışla vatandaşa yanlış, ayıplı veya değişik ürün gönderen ve gönderilen ürünü kontrol etmeden teslim alan kargo şirketleri vatandaşın zararından sorumlu tutulmadır. Kargo şirketleri ürünü teslim ederken vatandaşa ürünü açtırmalıdır. Kargo şirketleri gönderiyi açtırmadığı için bir nevi dolandırıcılara aracı olmakta, vatandaşların dolandırılmasına ve zarara uğratılmasına sebep olmaktadır. Bu konuda gerekli olan yasal düzenleme yapılmalıdır. 

35)- Bir A4 kağıdı olan fatura zarfını 28,50TL.sına taşıyan, ağırlığı 20 gram olan bir karbüratör parçasını  54,50TL.sına taşıyan ve tüm PTT işini üstlenen, gözü dönmüş, paraya duymayan ve vatandaşları soyup soğana çeviren bütün kargo şirketlerine beli bir kg. taşıma standardı getirilmeli, fahiş fiyatla taşımacılığa son verilmeli, kargo firmalarının fahiş fiyatlarını anında şikayet etmek için Ulaştırma ve Alt yapı Bakanlığı tarafından ücretsiz bir şikayet hattı hizmete açılmalıdır.

36)- MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) vergisinin yılda bir sefer alınması ve MTV vergisinin makul bir seviyeye indirilmeli, araç fenni muayene ücretler makul seviyeye indirilmeli, motor gücü 1,3 ile 1,6 olan, ancak ruhsatta kamyonet veya panelvan olarak bilinen araçların fenni muayenelerinin geçerlilik sürelerinin iki yıla çıkartılmalı ve bu araçların hız limitlerinin otomobil hız sınırlarlarına getirilmeli.  

37)- Marketlerde, reklamlarda ve tüm ticari işyerlerinde sık, sık karşılaştığımız ve alış verişlerde  tüketicinin bilincini etkileyen “9” rakamları ile tüketicinin bilinci etkilenmektedir. Örnek: Fiyatı 9,90TL.  9,99TL. – 14,90 – 14,99 gibi kuruş küsuratlı rakamlar kesin olarak yasaklanmalıdır.

38)- 0800 – 0850 -0880 – 0888- 0889- 0890 ve 0900 ile başlayan bu hatların çoğu ile her türlü dolandırıcılık, ahlaksızlık, hayasızlık, edepsizlik  yapılmaktadır. Bu tür hatlar her ne amaçla tahsis edilmişse de, çoğu zaman tahsis amacı dışında kullanılmaktadır. Bu hatlar üzerinde yapılan aramalar ve mesajlar ile toplumun huzur ve sükununu bozuyorlar. Banka ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına  tahsis edilen hatlar hariç olmak üzere, yukarıda belirtmiş olduğum diğer tüm hatların yasaklanması için gerekli olan yasal düzenleme yapılmalıdır.

39)- Bağ-Kur’ dan emekli olanların onura edilmesi için bir sefere mahsus, 4 maaş kadar sembolik bir emeklilik ikramiyesi verilmeli, son devrelerini yaşayan bütün Bağ-Kur ve SGK emeklilerine en az milletvekillerine tanınan implant diş sayısının yarısı kadar bu emeklilerimize de verilmelidir. Dişleri olmayan esnaf emeklilerimiz lokmayı çiğnemeden yutmakta, alt üst çenesi birbirine kavuşmamakta, lokmayı çiğnemeye çalışırken gözlerinden yaşlar akmaktadır. Bağ-Kur ve diğer esnaf emeklilerimiz çalışma süresi boyunca hem ekonomiye katkıda bulunuyorlar, hem sigorta primini kendileri ödüyor, hem vergilerini ödüyor ve hem de ekonomimize katkıda bulunuyorlar. Bu konuda gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.  

40)- Av tüfeği olsa bile, bireysel silahsızlanmaya gidilmeli, her önüne gelen ateşli silah, delici veya kesici alet kullanmasına izin verilmemelidir. 

41)- Medikal ve diğer sarf malzemelerinin alımında gereği gibi piyasa araştırmasının yapılmaması ve devletin zarara uğratılmasına son verilmesi için gerekli düzenlemenin yapılmalı, ülkenin zarara uğratılmasına son verilmelidir. 

42)- Her evde, her dolapta kutu kutu, şişe şişe ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçların dörtte biri kullanılmadan diğerleri çöpe gitmektedir. Bu israfın ve ekonomik zararın önüne geçilmesi için ilaçların dozu ve sayısı azaltılmalı, bileşimi aynı olan yüzlerce çeşit ilaç piyasadan kaldırılmalıdır.

43)-Dirift yapan ve makas atan sürücülerin ehliyetine süresiz olarak el konulmalı ve ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaları için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.

44)- Büyük marketler ile Baz istasyonları en az 5 km. şehir dışına çıkartılmalı ve küçük bakkallar korunmalıdır.

45)- Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için tarım ilaçları, haşere ilaçları, ot imha ilaçları, GDO’lu yemler, GDO’lu tohumlar, Gıda katkı maddeleri, gıda boyaları ile gıda renklendiricilerin ithalatı ve kullanımı kesin olarak yasaklanmalı, yiyecek ve içeceklerin plastik kaplarda piyasaya sunulması, plastik çatal, kaşık, ve tek kullanımlık tabaklar kesin olarak yasaklanmalıdır. 

46)- Kanser ismi insanları korkutmakta, psikolojikmen çökertmekte ve ekonomimize büyük külfetler getirmektedir. Hastalara verilen kemoterapi ilaçları hastaları daha da perişan etmektedir. Sağlık bakanlığımızın ve Türk bilim kurulunun görüşü alınarak, Onkoloji polikinliklerinin ve kanserin isminin değiştirilmesi için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır. Böylece kanser vakalarında büyük ölçüde düşüş sağlanacaktır.  

47)- Kadim olan hayvan ırklarımıza uygulanan yerli veya ithal suni dölleme bir felakettir. Biz Türküz Müslümanız bu konuda daha da hassas olmamız gerekir.  Hayvanlara uygulanan ve enjekte edilen suni döllemenin kesin olarak yasaklanması gerekir.

48)- NBŞ (Nişasta Bazlı Şekerlemeler/Hazır şerbetler) ile GDO’lu mısır, GDO’lu Kanola ile GDO’lu pamuk, mısır ve kanola yağları kesin olarak yasaklanmalıdır.

49)- Salata yapılırken veya diğer sebze ve meyve doğramada bütün lokanta, restoran ve diğer her türlü yemek imalatı yapanların tamamı doğrama işini plastik veya fiber üzerinde yapmaktadır. Plastik veya fiber parçacıkları salata ve diğer yiyeceklere karıştığından dolayı insanlara dolaylı yoldan ölümcül plastik veya fiber yedirilmektedir. Lokanta, Restoran ve diğer yemek imalatı yapanların mutfaklarında fiber veya plastikten imal edilmiş malzemelerin kullanılması kesin olarak yasaklanmalıdır.  

50)- Tavuk döner başta olmak üzere, salam, sosis, cips ve gazlı içeceklerin reçeteye tabi tutulması, reçetesiz satılmaması ve tüketilmemesi için gerekli olan yasal düzenleme yapılmalıdır.

51)- Sigara kullanımının asgariye indirilmesi için, sigaradan meydana gelen hastalıkların tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmamalıdır. Çünkü burada “kasten yaralama” suçu söz konusudur. Bu konuda gerekli olan yasal düzenlemeye gidilmelidir.

52)- Müki idare amirlerinin halk ile iç içe olması ve sorunların yerinde tespit edilmesinin sağlanması için idareciler halkın içine inmeli ve devletin büyüklüğü, fedakarlığı ve şefkati vatandaşa his ettirilmelidir. 

53)- Sanatta ve meslek alanlarında çırak ve kalfa sıkıntısı had safhaya gelmiştir. 4+4+4 yetmezmiş gibi, birde Meslek Yüksek okulları olunca liseler işe yaramaz oluyor. Ülkemizde 6 yaşında okula başlayan bir öğrenci, temel eğitim 4 yıl, orta okul 4 yıl ve lise veya meslek lisesi de 4 yıl olunca bütün sınıfları geçse bile 18 yaşına geliyor. 18 yaşındaki birisi ne çıraklığa, nede kalfalığa yaramıyor. Durum böyle iken üstüne iki yıl Meslek Yüksek Okulu bütün bunlar zaten çıraklık ve kalfalığı bitiriyor ve temel  meslekler  yok oluyor. Zaten ülkemizde yeterince ve haddinden fazla Lisans mezunu mevcuttur. Bunların çoğu atanamadığı için psikolojik sorunlar yaşamakta ve yine çoğu atanma yaşını geçtiği için atanamıyor, atanamadığı gibi iş de bulamıyor ve evlenemiyor, psikolojik sorunlar yaşıyor, bunalıma giriyor. Başta YÖK olmak üzere devlet ve hükümet olarak,  gerekli yasal düzenlemelerle bu tür sorunlar ortadan kaldırılmalı ve yaşanan mağduriyetler sonlandırılmalıdır.

54)- Kamuya alınacak personellerin KPSS de aldıkları puan sıralamasına ve yaş sınırına göre alınmalıdır. Çoğu lisans mezunu KPSS de yeteri puan almasına rağmen yıllarca atanmayı bekliyor atanamıyor veya daha sonra yaş sınırına takıldığından atanamıyor, atanamadığı için evlenemiyor ve çocuk sahibi olamıyor, hayat kuramıyor bunalıma giriyor, aileler parçalanıyor, huzursuzluklar artıyor ve ruh halleri bozuluyor.  Bu nedenlerle genç nüfus sayısında azalmalar oluyor. Kamuya alımlarda sözlü mülakatlar kaldırılmalıdır. Okumuşuyla okumamışıyla ilimizde işsizlik had safhada, 3 - 5 kişilik işçi veya hizmetli alımına binlerce üniversite mezunu müracaat etmektedir.

55)- Bütün Üniversite, Kamu ve diğer tüm özel hastanelerde istihdam edilmek üzere, bütün hastanelere yeteri kadar fizyoterapist istihdam edilmeli, ülke ihtiyacına göre üniversiteler öğrenci almalı, üniversite mezunları yaş ve mezuniyet sıralamasına göre yerleştirilmeli ve tüm bu konularda gerekli düzenlemeler ve atamalar yapılmalıdır.  

56)- Kamuya ait 444’lü hatlar arandığında müzik dinletilmemeli ve vatandaşın uzun süre bekletilmesine son verilmelidir. 

57)- Suriyeli bütün mültecileri yıllardır besliyoruz. Bütün bunlara rağmen bazı Suriyeliler gasp, soygun, adam kaçırma, fidye isteme, kalpazanlık, çete kurma, fuhuş, çek senet tahsilatı ve her türlü terör suçunu ülkemizde işlemektedir. Ülkemizdeki suç makineleri yetmezmiş gibi birde Suriyeli suç makineleri ile uğraşmaktayız. Özet olarak ülkemizin kadim dokusu olan örf adetlerimiz, huzur ve sükunumuzun bir kısmı Suriyeliler yüzünde yok oluyor. Bu nedenlerle Suriyelilerin durumu yeniden gözden geçirilmeli, suça karışanlar ve yakınlarının tamamı sınır dışı edilmelidir.

58)-  80 yılda aşılamayan engeller, yapılamayan yollar ve tüneller AK Parti iktidarında, sayın Cumhurbaşkanımızın sayesinde yapıldı. Her tarafımız su ile çevrili olmasına rağmen İlimiz tarım sektöründe kuraklıkla mücadele ediyor. Bu durum vekillerimizin ayıbı ve beceriksizliğidir.

59)- Ülke içinde ve dışında suçlularla mücadele eden devletimiz ve hükümetimiz mutlaka mecliste bekleyen fezlekelerin gereğini yapmalı ve önce büyük meclis suçlulardan temizlenmelidir. 

60)- Adıyaman Turizminin canlanması için, Malatya’dan Nemrut dağına giriş yasaklanmalı, Adıyaman uçak biletleri makul bir seviyeye düşürülmeli, Kış turizmi için Arsemia kalesinde nemrut dağına gidiş dönüş için teleferik sistemi kurulmalı, yine kış turizmi için nemrut dağında kayak merkezi açılmalı, Gerger kalesi ve ören yerinin restorasyonu yapılmalı, Gerger kanyonlarının turizme kazandırılması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır. Haddim değildir, vekillere verdiğim  dosyalar, CİMER, BİMER, TBMM ve RTÜK’e yapmış olduğum şikayetler, talepler, görüş ve öneriler gereği gibi değerlendirilmediğinden, yine şikayet, öneri ve sorunlarımızı toparlayıp dosya haline getirip milletvekillerine teslim ettiğimiz dosyalarımız milletvekillerimizce gereği yerine getirilmediğinden olayı, yukarıda belirtmiş olduğum sorunları bütün yükü omzunda taşıyan sayın Cumhurbaşkanımızın takdirine saygıyla sunuyorum ve sayın Cumhurbaşkanımızın ellerinde öpüyorum ve sayın Cumhurbaşkanımdan affımı diliyorum.

Bu haber ve yorum tamamı Mehmet Öztürk’ün Yazılı beyanı üzerine, Basın yasasın 5187 sayılı basın kanunun 3. Maddesi gereğince kamuoyuna sunulmuştur.


 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.