1. YAZARLAR

  2. FATMA ULUBEY
  3. KAYBEDEN SADECE CHP MÄ°?
Fatma ULUBEY

Fatma ULUBEY

KAYBEDEN SADECE CHP MÄ°?

A+A-

Eğitimci, sendikacı ve siyasetçi kimliğiyle tanıdığım 27. Dönem Ankara Milletvekilimiz, Eğitim Sen Kurucu Genel Başkanı Sn. Yıldırım Kaya hocamızın CHP ile ilgili değelendirmesini önemli buluyor ve kamuoyuyla paylaşıyorum. Ayrıca bölgemizde yaşanan Depremde Adıyaman halkını , depremin ilk gününden itibaren yalnız bırakmayan ve birlikte sahada çalışma imkanı bulduğum Sn. Yıldırım Kaya hocamıza teşekkür etmeyi borç biliyorum.
"
Kazanmaya kilitlenmiÅŸtik. Kaybetme ihtimalini aklımızın ucundan bile geçirmemiÅŸtik. Bu yüzdendir ki üzüntümüz ve hayal kırıklığımız derin oldu. BoÄŸazımız düğümlendi, isyan ettik, hıçkırarak aÄŸladık… Ancak umudumuzu hiç kaybetmedik, mücadele inancımızdan asla vazgeçmedik. Çünkü biliyoruz, sonunda biz kazanacağız; kazanan demokrasi olacak. Ajitasyon yapmıyorum, ortak duyguların tezahürünü söylüyorum.
Ancak 21 yıllık yıpranmış AKP iktidarını ve Recep Tayyip ErdoÄŸan’ı bu konjonktürde yenememenin ciddi hatalardan kaynaklandığını kabul etmememiz gerek. Örgütlenme modelimizi, çalışma tarzımızı ve mücadele anlayışımızı deÄŸiÅŸtirmemiz gerek.
Seçim kazanılsaydı şüphesiz ki en büyük pay Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun olacaktı. Uyguladığı politikalar yere göğe sığdırılamayacak, belki de üniversitelerde demokrasi dersi olarak okutulacaktı. Kemal KılıçdaroÄŸlu, Ekrem Ä°mamoÄŸlu ve Mansur YavaÅŸ süper üçlü olarak tarihteki yerini alacaktı. Kemal KılıçdaroÄŸlu ve Meral AkÅŸener’in kurduÄŸu ittifakın ne kadar doÄŸru bir hamle olduÄŸu, ittifakın geniÅŸletilmesinin siyasi dahilikle eÅŸdeÄŸer olduÄŸu anlatılacaktı. Herkes kendine bir pay çıkaracak, baÅŸarı paylaşılamayacaktı.
Ancak hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerini kaybettik. Hemen ardından bir suçlu aranmaya başlandı. Vurun abalıya misali, Cumhurbaşkanı Adayımız, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kaybeden tek sorumlu olarak ilan edildi. Oysaki ilk taşı günahsız olanımız atsaydı, seçimin kaybedilmesinde hepimizin az ya da çok payı olduğu görülürdü.
Kimse eleştirilemez değildir, Kıliçdaroğlu da değildir. Ancak bir hakkı teslim etmek, eleştiri hakkımıza helal getirmez. Başarıyı hanemize yazarken, başarısızlığı tek kişinin hanesine yazmaktaki mahirlik kabul edilemez.
Seçimin kaybedilmesinde tek bir neden aramak doğru değildir. Sonuçlara az ya da çok etki eden nedenler vardır.
Bu seçim sürecini dört aşamada ele alabiliriz.
1- İttifakların kurulması, politika ve aday belirleme süreci
2- Seçim çalışmaları sürecinde partilerin ve adayların propaganda, vaat ve mitingleri
3- Seçim günü sandık güvenliğinin sağlanması, oyların doğru sayımı ve ilan süreci
4- Sonuçlar ilan edildikten sonra yapılması gerekenler

Aday belirleme sürecinde Millet Ä°ttifakı içinde yer alan siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve demokrasi güçleri Millet Ä°ttifakı’nın tek adayla çıkması gerektiÄŸini savunmuÅŸtur. Kararlar da o doÄŸrultuda alınmıştır.
Cumhur Ä°ttifakı Anayasa’ya aykırı olmasına raÄŸmen, Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın adaylığını ilan etmiÅŸtir. Millet Ä°ttifakı tarafından cılız itirazları saymazsak, tam bir kabullenme ile karşılanmıştır.
Millet Ä°ttifakı ve demokrasi güçlerinin desteklediÄŸi Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun adaylığı ise tartışmalar nedeniyle çok geç ilan edilmiÅŸtir.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarımızın aday yapılması tartışmalarının uzaması; Kemal Kılıçdaroğlu ile adeta yarıştırılmaları seçmeni bölmüş sandıktan uzaklaştırmıştır.
“Kazanacak aday” tartışmalarının uzun bir süre devam ettirilmesi, Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun aday gösterilmeden yıpratılmasına neden olmuÅŸtur.
Son virajda Meral AkÅŸener’in masadan kalkma hamlesi, seçimden sonra pek konuÅŸulmasa da hem partisine, hem de ittifaka kaybettirmiÅŸtir. Bu hamle Millet Ä°ttifakı’na yönelen seçmende büyük bir kırılma yaratmıştır. Bundan dolayıdır ki Meral AkÅŸener mitinglerde CHP seçmeninden partisine oy istemiÅŸtir.
Recep Tayyip ErdoÄŸan ve Devlet Bahçeli’nin Millet Ä°ttifakı’nı terörle iliÅŸkilendirmesine sessiz kalınmıştır. ErdoÄŸan’ın Kemal KılıçdaroÄŸlu’nu terörle iliÅŸkilendiren montaj videolarına zamanında hak ettiÄŸi tonda tepki verilmemiÅŸtir. Benzer videolarla propaganda yapılmasına adeta göz yumulmuÅŸtur. Cumhur Ä°ttifakı’nın IŞİD ve Hizbullah’la kurduÄŸu seçim ittifakı adeta yok sayılmıştır. Camdan evi olan Cumhur Ä°ttifakı “terör” konusunda bize taÅŸ atarken, ciddi bir hamlemiz olmamıştır. Vurdumduymazlık kaybetmemizde etkili olmuÅŸtur.
Seçimleri kaybetmemizde kırsaldan gelen oyların etkili olduğunu sağır sultan bile biliyor. Kırsal kesimdeki örgütsüzlüğümüze rağmen, gerekli çalışmalar zamanında yapılmamıştır. Üstelik kırsalda sandıklara da yeterli düzeyde sahip çıkılamamıştır.
AKP ve MHP’nin, HDP’yi (YeÅŸil Sol Parti) hedefine koyan ötekileÅŸtirici politikalarına Ä°YÄ° Partinin de ortak olması, Cumhur Ä°ttifakı’ndan Millet Ä°ttifakı’na oy geçiÅŸinin önüne set vurmuÅŸtur. Millet Ä°ttifakı’nın diÄŸer partileri de bu algıyı yıkacak politikalar geliÅŸtirememiÅŸtir. CHP bu konuda yalnız kalmış, söylemleri de yeterli etkiyi yaratamamıştır.
Millet Ä°ttifakı’nı oluÅŸturan partiler CumhurbaÅŸkanı adayı Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun seçilmesi için kendi seçmen kitlelerini yeterince harekete geçirememiÅŸtir. Oy oranlarına baktığımız zaman milletvekili seçimlerinde de beklenen destek alınamamıştır.
Örgütlenme hayatın her alanındadır. Sokakta baÅŸlar mahallelerde, kahvelerde, evlerde, tarlalarda, fabrikalarda, sendikalarda, demokratik kitle örgütlerinde ilmek ilmek örülür… Örgütlenmeyi masa başından talimatlarla, toplantılarla yürütme anlayışı bize kaybettirmiÅŸtir.
Milletvekili adaylarının belirlenmesinde uygulanan mülakat sistemi de kaybettirmiştir. Milletvekili adaylarının 8 kişilik komisyonca belirlenmesi örgütlerimizin devre dışı bırakılmasına ve örgütlerin istediği adayların listelerde yer bulamamasına sebep olmuştur.
Aday olmak için istifa eden il başkanlarının çok büyük bölümü seçilecek yerden aday gösterilmemiş, bu da örgütlerde huzursuzluğa neden olmuştur.
Üç dönemden fazla milletvekili adayı olanların, tekrar aday yapılması da örgütte ciddi tepkilere neden olmuştur.
CHP listelerinden aday gösterilen Saadet, Gelecek ve DEVA adaylarının yüksek oy getirecekleri bölgeler doğru tespit edilememiştir. Bazı adayların ise CHP tabanının tepki gösterdiği yerlerden gösterilerek seçmenin hassasiyeti göz ardı edilmiştir.
CHP Meclis Grubunda milletvekilleri bazı mesleklerde yoğunlaşırken, bazı mesleklerde ya da uzmanlık alanlarında hiç milletvekili olmaması kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmıştır.
ÖrneÄŸin emek cephesinin temsilcileri Meclis’te temsil edilmemiÅŸtir. Bu dönem CHP Meclis Grubunda sendikacı bir tek milletvekili yok. KulaÄŸa inanılmaz geliyor ancak bu doÄŸru! Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin sözcüleri Meclis’te yoksa bir yanımız hep eksik kalacak.
Milli Eğitim Komisyonunda görev alacak öğretmenin, tek bir eğitim uzmanının bulunmaması da tepki yaratmıştır.
Parti Okulu yine beklenen performansı gösterememiÅŸtir. YoldaÅŸlık bilinciyle harekete geçen, militan kadroları yetiÅŸtirmekte yetersiz kalmıştır. “Öbek Örgütlenmesi Modeli”nın de sözde kaldığı görülmüştür. Yeterli sandık görevlisi ve müşahit bulamamamızın nedenini nasıl açıklayacağız? Ä°letiÅŸim teknolojilerimizin de sandık sonuçlarını almamız için yeterli altyapıya sahip olmadığı ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak; bu seçimde de Parti Okulu, Örgütlerden Sorumlu Genel BaÅŸkan Yardımcılığı ve Bilgi ve Ä°letiÅŸim Teknolojileri BaÅŸkan Yardımcılığının beklediÄŸimiz düzeyde koordineli çalışamadıkları görülmüştür.
Bizim çuvaldızı iktidara batırırken, kendimize de en azından bir iğne batırmamız gerekmez mi?
Åžimdi herkes deÄŸiÅŸim istiyor. Bir kesim deÄŸiÅŸimden sadece Genel BaÅŸkan deÄŸiÅŸimini kastediyor. Sadece Genel baÅŸkanın deÄŸiÅŸmesi sorunları çözecek mi? DeÄŸiÅŸim isteyen herkesin, deÄŸiÅŸimin altını doldurması gerek. “deÄŸiÅŸim” derken altını boÅŸ bırakmak deÄŸiÅŸim istememektir.
Aynı örgütlenme modelleriyle, aynı sonuçları alacağımız ortada. Toplumsal muhalefeti örgütleyemeyen bir CHP iktidar olamaz! Sokağa çıkmayan, mahallelere girmeyen, vatandaşın evine gitmeyen, duygusal bağ kuramayan bir parti nasıl iktidar olacak?
Madem kırsal kesim oyları metropol oylarının çok gerisinde, madem bu sonuçlar seçim sonuçlarını etkiliyor, madem yıllardır bu biliniyor, neden örgütlenme modelimizi değiştirmiyoruz.
Bu seçim sonuçları gösteriyor ki ikna edemediğimiz çok kesim var.
Cumhuriyet Halk Partisinin şu aşamadan sonra, bir değişim ve dönüşümü önüne koyarak ilerlemesi gerek. Değişim çağırısı yapanların da somut önerilerini sunmaları en doğru yöntem olacaktır. Değişim isteyen herkesin şu sorulara yanıt vermesi gerek:
1- Parti programı değişecek mi?
2- Tüzük değişikliği yapılacak mı? Yapılacaksa ne öneriyorsunuz?
3- Örgütlenme modeli öneriniz var mı? Varsa nelerdir?
4- Çalışma tarzı ve mücadele anlayışınız nedir?
5- İl, ilçe, mahalle seçimlerinde üyelerin söz ve karar sahibi olması için önerileriniz nelerdir?
6- Milletvekilleri, belediye başkanları, il genel meclisi üyeleri ve belediye meclis üyelerinin belirlenmesinde kararı kim verecek? Üyeler mi? Parti Meclisi mi? Merkez Yönetim Kurulu mu?
Tüm bu sorulara açık ve net yanıtlar verilmeden, dönüşüm ve değişim olmaz.
Cumhuriyet Halk Partisi dönüşüm ve değişimi sağlayacak iradeye ve kadrolara sahiptir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandıracağız."
Yazarın Notu: Atatürk'ün kurduğu, ülkeye demokrasiyi getiren köklü bir Parti olan CHP 'nin yeniden umut olmasını diliyorum.

 

Bu yazı toplam 25872 defa okunmuştur.
Önceki Yazıları